İnsanlarla kurduğumuz ilişkiler bugün var olan karakterimizi oluşturmamızda zemin hazırlar. İletişim kurarken dürtülerimiz ve zihnimizdeki düşünceler davranışlarımızı şekillendirdiğinden, o an aklımıza gelenlerden dolayı kendimizi ifade etmekte zorluk çekebiliriz.  Bizi biz yapan yapı taşlarından biri kurduğumuz ilişkilerdeki iletişim kurabilme becerimizdir.

Kaygılıyken, “Ya yanlış anlaşılırsam?” , “Bu cümleyi kurarsam ya beni terk ederse?” , “Bu yazıyı ya akşama kadar yetiştiremezsem?” gibi düşünceler zihnimizde dolaşır. Kararlarımızı alırken bu düşünceler bize etki eder.  Ve bazen o kaygı halinde aldığımız kararlar düşünmeden alındığından olumsuz sonuçlara neden olur. Çünkü etki eden düşünce yerine o anki duygusal dünyamızdır.

Zihnimiz farkında olmadan bizim için iyi gelmeyen durumlara karşı tepki veriyordur. Bu tepkisel durum o anda anlam veremesek de aslında tam da vermek istediğimiz tepkidir. Geçmiş yaşam deneyimlerimiz aracılığıyla, zihnimiz bizi korumaya alıyordur. Ve tepkilerimiz o anda bilinçdışı olarak açığa çıkar. Yani kaygı duygumuz bizi koruyucu bir faktör haline gelmiştir.

Kurduğumuz ilişkilerde durumlar bazen istediğimiz gibi gitmeyebilir. Olumsuz sonuçlar açığa çıkabilir. Ama her kurduğumuz ilişki kendi içimizde farklı bir yere değinir. Ve kurulan ilişkilerde kırılganlığa açık olunabilirlik kişilerarası ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde kurmamızı sağlar. Bir sonraki yazımızda; kırılganlık üzerine konuşuyor olacağız.

Sevgilerimle

Klinik Psikolog Saime Serpil Özgül