Zaman içerisinde yaşamımızı sürdürürken kendimizi ileriye yönelik düşünceler içerisinde buluruz. ”Hangi mesleği yapacağım? Bu mesleği yaparken diğerlerinden farkım ne olmalıdır? Daha iyi olabilmek için neler yapabilirim? Başarılı olabilecek miyim? ”
Bazen bu düşünceler içerisinde o kadar var oluruz ki, içinde bulunduğumuz anın dışında kalırız. Mesleğimizle ilgili kaygı yaşarız. Ve bu kaygı bizi bugün de değil gelecekte var etmeye neden olur. Bizim etkimizin olabileceği gün ise sadece bugündür. Geçmişin kaygılarından ve geleceğin planlamalarının yarattığı duygulardan arındığımızda gerçek anın içerisinde olabiliriz. O an içerisinde yapmış olduğumuz planlamalar da bizi geleceğe hazırlar. Seçilen meslek kişinin kendine dair yargılarının da temelini oluşturur. Hayatının ilerleyen zamanlarında hissettiği mutluluğun, başarının ve özsaygının etkisi olmaktadır. Kişinin kendine beslediği saygı geçmiş yaşamda kendine kattığı ve biriktirdikleriyle mümkün olur. Bu birikimler özellikle üniversite öğrencilerinin mesleki saygınlığı elde etmek noktasında kaygılanmasına neden olur. Ve iş bulma süreçlerinde de bu duygu durum devam edebilir.
Kaygılı olduğumuzda yaptığımız iş ile ilgili daha ayrıntılı düşünür, daha zinde ve dinamik oluruz. Ancak çok fazla tetiklenip, düşüncelerimizin hepsi tek bir nokta da olduğunda bu durum işimizi sürdürmemizi olumsuz etkiler. Yani, işlevselliğimizi bozar. Bu durum hayatımızın her alanına etki eder. Çünkü işi sürdürmeyle ilgili sorunlar yaşamaya başlamışızdır.
İnsanlarla kurduğumuz ilişkiler ve iletişimimiz de hayatla olan döngümüzde hissettiğimiz kaygıyı etkilemektedir. Diğer yazımızda ‘’Kaygım İlişkilerime Nasıl Yansır?’’ konusunu ele alarak ilişkilerimizi konuşuyor olacağız.
Sevgilerimle
Klinik Psikolog Saime Serpil Özgül
Comments are closed.